2 Ağustos 2011 Salı

KIRIK KUKLA
















Korkuyorsun küçük adam
Yer yerinden oynamış gibi
Sen kımıldamıyorsun
Toz duman kelimelerin
Çığlıkların sisli, anlaşılmıyorsun
Güneşin yağmur topluyor gibi
Mecbur
Yorgun
İçin..
Ne zaman çıkacaklarını hesaplayan
İki mahkûm arasında kalmış
-daha ayrılıksız
Ama daha belirsiz

Sanki üzgünsün küçük adam
Şerbeti az yediğin tatlının
İçinde kırılmış hayaller tadı
İçinde tatlı sevmeyen bir çocuk
Mahcup
Aralanan bir kapı bekliyor
İçin..
Ezberini söylemek için telaşlı
Unutasın yok ağzındaki tadı

Gözlerin kocaman olmuş küçük adam
Bahar gibi..
Rüzgâr var kirpiğinde
Dudağın dilin bataklık
Dibe çekiliyorsun
Ölü gömer gibi
İçin..
İçinden çıkılamayan bir iş
-daha özlemsiz
Ama daha kimsesiz..

12 Temmuz 2011 Salı

USUL USUL GİT

unut!  diyorum
unutuyorum
söz dinliyor sefilliğim

fikrim ayaklarıma kapanmış
cezasını hafifletiyor
bedenimi ağırlaştırarak

savrulamıyorum
savuramıyorum
mevsim yazdan yaralı bir çocuk gibi
avutamıyorum
sözünü tutmuyor yüreğim
aklımı zaptedemiyorum
susuyorum

yapraklar oynaşıyor ayaklarımda
kuşlar desen hep gidiyorlar
ben öylece duruyorum
beklemiyorum
azar yemiş gibi
sadece kımıldıyamıyorum

sözünü tutuyor yalnızlığım
kimseye el değmiyorum
yerini beğenmemiş bir menekşe misali
ellerinde olmuyor
gözlerinde yoruluyorum
dizinin dibinde büyüyebilirdim ben
ama sığamıyorum
ne öldürüyorum kendimi
ne yaşadığımı hissettiriryorum

seni de kendime benzetiyorum

rüzgar ellerime kadar geldi
bak yine!
ne savurabiliyorum
ne savrulabiliyorum

İPLER

kadın, 'seni seviyorum..bana beni hatırlatıyorsun'dedi
adam, 'seni seviyorum' dedi, 'bana beni unutturuyorsun...'

aralarındaki uzaklık bir ip gibi düğümlendi
gerildi
çözüldü
uzadı
düğümler çoğaldı
korkuttu
ne kısaldı ne koptu
susturdu
içlerinden geçtiler
yeni bir düğüm eklediler
yordu..
elleri bıraktı
düşleri tuttu
şaşırttı
gözleri kapandı, açıldı
bir sır gibi onları uyuttu
ne kendine yar etti ne başkasına
en başa getirdi
erkendi
zamanı kendine çekti
geçmişin kilitlerini açtı
delirtti
aynı anda çaresizce baktılar birbirlerine
bu duruma bile sevindirdi
aynı yolda değiliz derken
ateş oldu, yaktı
ikisini de dize getirdi

bir yol
gitsen gidilmez
varsan dönülmez
bir yol
gel desen kör
git desen sağır

kadın 'yanımda ol' dedi
adam ' hep yanımda ol..'
bir düğüm çözdü kendini
diğerleri bunu görmedi
geçti..
aynanın karşısında iki yüz kaldı
güzeldi..

4 Temmuz 2011 Pazartesi

KAL

sen yoksun
ben senden yoksun
yokluğunla dolan bir hayatta varlığından endişeli
sevgilerimi idareli kullanıyorum yaşlanmışım sanki
daha iyiye göz açtırmıyor eller
yabancı eller
sen yine de kal
hep bir körebe değil mi yaşam
kal
ben seni hiç bulmam..

6 Mayıs 2011 Cuma

YİNE

Ben gittikten sonra ne yapıyorsun
.........ve nasıl kalıyorsun tek başına
Hayatının misafirlerinden uzak!
Hangi YASlıkta uyuyorsun
-sırt üstü
Kaç rüyana amin diyorsun

ben
''çocuk bir kalp
çocuk kurtarırım ancak''

Her an nereye gittiğimi sorarak
İki kişilikli yalnızlıklarla
Gidiyorum
Yol kenarından
Yol kenarında gibi
Şehvetine yetişemiyorum hoşçakalların..
Görür gibi oluyorum ama onlar da gidiyor
-şimdi
kalmak da istemiyorum
Göz kapaklarıma vurup durabiliyorum

Masal sonu gibi

____amin

22 Şubat 2011 Salı

DEĞİŞİM..

aynanın karşısına geçtim
tanıdık bir yüzdü gördüğüm
ve penceremden bir Ankara kokusu kokladığım
ya bendim ya da çok uzaktım
kendimi görene kadar baktım..
aynıydı özlediğim..

24 Ocak 2011 Pazartesi

DÜŞ' E KALKANIM

aynı sessizlikte uzanıyorum yüzü koynumda
kimsenin sözünü kesmiyorum
dağılan yanlarımı izliyorum gizli gizli
pencerelerimde perde yok
yağmurdan nasibimi alıyorum
en sevdiğim şarkıya ağlıyorum
varlığımı çıkartıp kutusundan bir portresini çiziyorum
hiç değişmemişim..

erken geliyor gece
beklenmedik misafir gibi mahçup
heryerim darmadağın
paylaşıyorum katran karasını
sırlarımı anlatıyorum sırdaşımdan gizli gizli
dilimin kemiği yok
ezberimden nasibimi alıyorum
gülemediğim her an a ağlıyorum
yokluğunun acısını çıkartıyorum içimden gözlerini çiziyorum
hiç değişmemişim..
ve hiç değiştirmemişim seni..

sözlerim doluyor şimdi avuçlarıma
gel desem olmuyor
gel desen___ sessizleşiyorum..
uzanıyorum boylu boyunca uçurumlarına

20 Ocak 2011 Perşembe

İTİRAF EDİYORUM BENİ SAKLA

son dememeli hiçbir dil
yalancı çıkmamak için hayata
ve son kez öpüşmemeli hiçbir dudak
tutsak olmamak için bir çift göze
en azından yalan dememeli hakim olmadan nefsine
daha çarparken nefesi nefesine
kesmemeli sözünü sarhoşluğunun
dinlemeli..
şarap yudumlarken yaşanan sessizliği bil
yalnızlıktan öteye gitmez kimseye de varmaz
ve boğazından geçerken yutkunuşun
içindekilere bir kilittir sadece yuttuğun
bu yüzden bekle dememeli hiçbir dil
bekletmemeli..
ve bunu öğretmeli ellerine
yeri geldiğinde dokunmayı da bilmeli
yoksa ne savaşının adı olur ne de ölümün hayırlısı
kenardan izlersin olanı biteni
kuşlar bile bir mevsimi terkedebiliyorsa eğer
nereye varacağını düşünmeli bir adım
ve can çekiyorsa eğer geriye atılmalı birer birer
varsın yolun uzasın
daha son demedin..

11 Ocak 2011 Salı

GÖLGE














gün devriliyor üzerine güneşin
tarçınlı bir gece kıvamında düşlerim
eskilerim..
üzerimde
bir kaban ağırlığı gibi
içim titredikçe öfkelenirim
gözlerimde kendi görmek isteyen bana bakmayınca
sözlerimi bir bir renklendiririm
olmadı___
değiştiririm!
ne de olsa gece kıvamında düşlerim
öyle siyah öyle güzel gizlerim


zaman bi ileri bi geri kararsızlaşınca
güneş devriliyor günün üzerine
göz kapakları yorgun uyanınca rüya hapislerinden
unuturum yaralarımı
sarıp sarmalamalarımda -son- dediğim kanamalarımı..


şimdi sesin ne kadar da az geliyor yanıma
sanki biten bi körebede açmamışsın gözlerini
kısık sesin üzerimde
uzun yolculuk yorgunluğu gibi
yollarımı bir bir renklendiririm
olmadı___
değiştiririm!
ne de olsa yol yok
görünmüyor gelip gelmediğin
yol..
yok!
gece kıvamında gelmelerin


öyle siyah öyle güzel gizlerim..